HAFIZLIK NASIL YAPILIR?
Kur’an-ı Kerim’i, bazı sure ve ayetleri, hatta duaları kolayca ezberlemek ve ezberlediğimizde de daha kalıcı olması için önerdiğimiz yöntemleri adım adım uygulayın.
1. Yüce Rabb’imizin sözlerini ezberlediğinizi düşünerek kalbi samimiyetinizi muhafaza edin.
2. Ezbere başlamadan önce abdest alın ve “Ya Rabbi! Bana ezberlemeyi ve öğrenmeyi kolaylaştır” deyip samimi kalple dua edin.
3. Mümkün olduğu kadar zihninizin saf ve duru olduğu anlarda ezber yapın. Bir de zihninizi boş ve lüzumsuz şeylerden arındırdıktan sonra ezbere başlayın. Dolu kap boşalmadan içine bir şey yerleştiremezsiniz. Zihnin saf ve duruluğu için günahlardan da uzak durulmaya çalışılmalıdır.
4. Ezberlerinizi genellikle sabahın erken vakitlerinde saf ve duru zihinle yapmaya çalışın. Eğer akşam uyumadan önce çalışıp ön hazırlık yaparsanız siz uykuda iken hafızanıza kaydedildiğini fark edersiniz.
5. Çunu da unutmayın ki siz Kur’an-ı Kerim’in başına oturduğunuzda, şeytan bütün gücüyle size vesvese verecek ve ne kadar işiniz, probleminiz varsa aklınıza getirecek, sizi Kur’an’dan alıkoymaya çalışacaktır. Bu bir oyundur, sakın tuzağa düşmeyin!
6. Kararlılık gösterin. Sizdeki bu kararlılığı görünce şeytan perişan olur.
7. Rabb’imizin bir hadis-i kudside “Kur’an’la meşgul olup da dua etmeye, bir şeyler istemeye fırsat dahi bulamayanlara, dua edip isteklerde bulunanlardan daha çok vereceğini” bildirdiğini unutmayınız.
8. Ezberlediğiniz bölümlerin yazı hattı hep aynı olsun. Çünkü gözlerinizle fotoğrafını çekmektesiniz. Hafızanıza aynı hatla kaydettiğinizde hatırlamanız daha da kolay olur.
9. Ezber yaptığınız mekan sade ve sessiz olsun. Sade bir mekanda gözlerinizi ve zihninizi meşgul edecek şeyler olmaz ve daha çabuk ezberinize yoğunlaşırsınız. Mümkünse ezberlerinizi hep aynı yerde yapın.
10. Ezber yaparken mutlaka hafif sesli okuyun. Sesli çalıştığınızda kulaklarınızdan da yardım alırsınız ve daha çabuk ezberlersiniz.
11. Harflerin mahreçlerini ve telaffuzlarını okuyuşunuzun düzgün olmasına dikkat edin. Çünkü yanlış ezberlediğinizde düzeltmek çok zor olur. Bunun için de hocanız ile çalışın. Hoca imkanınız yoksa ehil hocaların kaset ve CD’lerinden faydalanın.
12. Bir sayfayı veya sureyi ezberlemeye başlamadan önce mahreç, telaffuz ve tecvidine dikkat ederek en az on defa yüzünden okuyun. Dinleme imkanınız varsa üç dört defa dinleyin.
13. Ezberleyeceğiniz bölümün mealini okuyun.
14. Ayetleri yüzüne okurken mümkünse sesinizi güzelleştirmeye çalışın.
15. Birinci ayeti ezberledikten sonra ezberinizden en az üç defa tekrar edin.
16. Çkinci ayeti ezberleyin ve onu da üç defa tekrar edin. Sonra da her iki ayeti üç defa tekrar edin.
17. En sonunda da sayfayı ya da sureyi ezberden en az on defa tekrar ederek iyice pekiştirin. Bu pekiştirmeyi sakın ihmal etmeyin. “Demir tavında dövülür” atasözünü hatırlayın.
18. Ezberlediğiniz yerleri namazlarınızda okuyun.
19. Kendinizi toparlayıp ezbere yoğunlaşamıyorsanız iki rekat “hacet namazı” kılıp dua ediniz ve istiğfar okuyun.
20. Artık ezberlediniz… Sıra, ayetlerdeki kurtuluş mesajlarına kulak vermeye, üzerinde düşünmeye ve hayatınıza taşımaya gelmiştir.
AAAAAAAAAALLLLLLLLLLAAAAAAAAAAHHHHHHHHHH
Kuran ne demektir ?
Kuran,
Cenab-ı Hakkın Cebrâil (as) vâsıtasıyla Efendimize toplam 23 senede
Arapça olarak indirdiği, bize kadar ilk nâzil olduğu şekilde tevâtürle,
yani yalan söylemeleri mümkün olmayan üstün vasıflı insanların ortak
rivayetleriyle gelen ve mushaflarda yazılı olup, okunması ile ibâdet
edilen, hiçbir kimsenin bir benzerini getiremediği ve getiremeyeceği
son ilâhî kitaptır.
Sûre nedir?
Kuranın ayrıldığı
114 bölümden her birine sûre denir. Kuranı Kerim, Fatiha sûresiyle
başlar, Nas sûresiyle son bulur. Ayrıca Mekke döneminde inen sûrelere
Mekkî, Medine döneminde inen sûrelere ise Medenî sûreler denilir.
Vahiy kâtipliği nedir?
Vahiyleri
yazıya geçiren, Efendimizin devamlı yanında bulunan kişilere vahiy
kâtibi denir. Sayıları 42 ye kadar yükselen kâtiplerden bazıları
şunlardır: Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Zeyd b.
Sabit.
Hafız nedir?
Kuranın tamamını ezberleyen kimselere hâfız denir.
Hatim nedir?
Hatim,
mühürlemek, sona erdirmek ve bitirmek anlamlarına gelmektedir. Terim
olarak ise Kuranı sonuna kadar okuyup bitirmek demektir. Bir kimsenin
Kuran-ı Kerimi hatmetmesi demek, Kurandaki 114 sûrenin tamamını okuyup
bitirmesi demektir. Hatim, Kuranı yüzünden okumak suretiyle
yapılabileceği gibi ezberden okunarak da yapılabilir.
Mukâbele nedir?
Ramazanlarda
Efendimiz, Cebrail (as) ile o zamana kadar mevcut vahiy metinlerini
karşılıklı okuyorlardı. Efendimiz, son Ramazanında ise Cebraille (as)
Kuranı iki defa mukâbele ettiklerini bildirdi. O zamandan beri Ramazan
aylarında Kuran mukâbele halinde (karşılıklı) olarak okunmaktadır.
Kaç senede nâzil oldu?
Miladi
610 senesinde inmeye başlayan Kuran, yaklaşık 23 yıl sonra Miladi 632
senesinde inen Maide Sûresinin üçüncü ayeti olan, Bugün sizin dininizi
kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. ayet-i kerimesi
ile tamamlandı.
Kitap haline getirilmesi
Kuran,
Efendimizin (sas) sağlığında kitap haline getirilemedi. Hz. Ebu Bekir
bu iş için vahiy katiplerinden hâfız Hz. Zeyd bin Sabiti görevlendirdi.
Miladi 633 yılında Kuran yazılı bir kitap haline getirildi. Hz. Osman
zamanında da çoğaltıldı.
Kuran dinliyor muyuz?
Kuranı
okumak kadar dinlemek de önemlidir. Kuran-ı Kerimi hem okuma hem de
dinleme mevzuunda değişik seviyeler, farklı duyuş ve hissedişler
vardır. Hak rızasına ulaştıracak bir okumada, okuyan insan her şeyi
nazarından silip sadece Allaha müteveccih olmalı; dinleyenler de, ses
ve nağme kime ait olursa olsun, Kuranın kendisini, İlahi kelamın mana
ve muhtevasını dinlemeye çalışmalıdır. Okunan, Allah’ın kelamıdır onu
ruhanîler de dinler, melekler de. Kuranı istenen seviyede dinleyebilmek
için de, okuyan kim olursa olsun, önce onu zihnen ortadan kaldırmak ve
tamamıyla okunan ayetlere, Allahın kelamına yönelmek gerekir.
Latin harfleriyle olsa olmaz mı?
Sadece
Arapçasını öğrenene kadar okunuşu Latin harfleriyle yazılmış olanı
okumakta çok mahzur görülmese de bir müslümana yakışan orijinalini
öğrenmektir. Çünkü dünyadaki birçok dilde olduğu gibi Arapçada da sesi
birbirine benzeyen bazı harfler vardır. Bunlar doğru telaffuz
edilmediğinde anlam değişmekte, hatta bazı durumlarda kişinin dindeki
konumunu bile zora sokmaktadır. Bu açıdan Cenab-ı Hakkın hoşnut olacağı
şey orijinalini öğrenmektir. Zaten en fazla bir hafta sürecek ve
ahirette bizim yoldaşımız olacak bir eğitimi gözümüzde büyütmenin pek
fazla anlamı yoktur.
Kuran her derde şifadır
Arş-ı
azamdan gelen Kuranın mübarek ilahi hitabı o kadar feyizlidir ki bir
Asâ-yı Mûsa (as) gibi vurulduğu yerden oluk oluk nur, oluk oluk hidayet
fışkırmaktadır. Tarihte hangi toplumda, hangi insanda bir meziyet bir
kabiliyet bir zindelik varsa hep Kuranîdir. Hep onun apaçık
dehlizlerden ulaşan ışığıdır, nurudur.
Cehaletin son noktasına
ulaşmış bedevileri aleme muallim kılan, çocuklarını diri diri toprağa
gömenleri bir şefkat abidesi eyleyen, söz sultanı olduklarını iddia
edenleri kapıkulu yapan, kendi elleriyle yapıp ardından taptıkları
putlardan onları halas eden yine Kurandır. O sadece Arabistandaki
çöllere hayat vermekle kalmamış tüm alemi bir Nil-i mübarek gibi ihya
etmiş. O çöldeki bir serap olmamış. Görenleri, duyanları yanına
koşturan berrak bir ırmak gibi kaynağı Mekkeden tüm dünyayı dolaşmış.
İslamiyeti
insanların ruhuna, hissiyatına, düşüncesine nakış nakış işleyen bir
Nuru ezelidir. Onu dinleyelim! O nur ile nurlanalım.
Kuran öğrenmemiz şart mı?
Kuran,
bizi cennete ulaştırıp, cehennemden koruyan merhamet ve şefkat dolu bir
kitaptır. Asla zatını kavrayamayacağımız ama isim ve sıfatların
tecellilerini kâinatta mutlaka bulmamız gereken Yüce Allahımızın bizi
muhatap kabul edip bir mektup göndermesi eşsiz bir güzelliktir. Kuranı
okurken, insan bir nokta gelir ki, Cenabı Hakla konuşur gibi olur.
Ayetler bizzat ona ait olduğu için ağızdan çıkan her kelime Onun emir,
müjde ve yasaklarının yeniden canlanmasına vesile olur. Her bir
kelimeye karşılık olarak yaratılan güzel ruhlar ve melekler hadislerin
ifadesiyle kıyamete kadar o güzel kelimeyi zikreder ve sahibine sürekli
sevap yazılır. Şart mı? sorusunu daha rahat anlayabilmek için şöyle de
sormak mümkün Gurbettesiniz ve annenizden size mektup gelmiş. Okumanız
şart mı? Bir sınava hazırlanıyorsunuz ve birisi size o sınavla ilgili
en önemli kaynak kitabı göndermiş. Canım başkası okusun! der misiniz?
Âlemlerin
Rabbi olan Allah, bir lütuf eseri olarak kullarıyla konuşmuş ve onlara
kitaplar göndermiş. O da yetmemiş izah etmesi ve yaşantısıyla da bire
bir örnek olması için peygamberler göndermiş. Bazı vaatlerde ve
uyarılarda bulunmuş, tâ ki insanoğlu imtihanını başarıyla verebilsin.
Kekeleyerek, çat pat da olsa Kuran okumaktan vaz geçmeyelim.
Kuranın kalbi Ayetül Kürsî
Bakara
Suresinin 255. ayeti, ayette geçen kürsî tabirinden dolayı bu ismi
almıştır. Kuranı Kerimin bütünü içinde ayrı bir fazîleti olan bu ayet
hakkında Resulullahtan bazı hadisler nakledilmiştir. Muhammed b. İsâdan
nakledildiğine göre İbnül Aska şöyle der: Adamın biri Hz. Peygambere
gelip Kuranın en faziletli ayeti hangisidir? diye sordu. Resulullah
(sas) şöyle buyurdu Âllâhu lâ ilâhe illâ huvel Hayyul Kayyûm. (Müslim,
Müsafirîn, 258). Başka bir hadiste de: Kuranın en faziletli ayeti
Bakara Suresindeki Âyetül Kürsîdir. Bu ayet bir evde okunduğu zaman
Şeytan oradan uzaklaşır. (Tirmizî, Fedâilül Kuran, 2) Resulullah (sas)
bir defa Kabın oğlu Ubeye, ezberinde olan ayetlerden hangisinin daha
yüce olduğunu sormuş, Allah ve Resulü daha iyi bilir. cevabını alınca,
soruyu tekrar etmiş, bunun üzerine Ubey, bildiği en yüce ayetin Âllâhu
lâ ilâhe illâ huvel-Hayyul Kayyûm.olduğunu söylemiştir. Resulullah
(sas) aldığı cevaptan memnun olarak Ubeyin göğsüne vurarak Ey Ebû
Münzir! İlim sana kutlu olsun. buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Vitr, 17)
Ayrıca Hz. Peygamber (sas) Âyetül Kürsî Kuran âyetlerinin
şahıdır.buyurmuştur. (Tirmizî, Fedâilül Kuran, 2)